30 Mart 2012 Cuma













Bir adam sevdim. Gözleri kahverengiydi. Baktıkça boğuldum, boğuldukça baktım. Günlerce düşündüm. Neyi düşündüğümü bile bilmeden düşündüm. Gözleri aklıma geldikçe boğuldum. Bir adam sevdim! Gözleri maviden sonsuz, yeşilden huzurluydu. Gözleri kahverengi bir adamın gözlerinde boğuldum.
 Bir adam gördüm rüyamda. Adam ağladı ve kahverengi gözleri yerlere akıp ayaklarıma değdi. İçim ısındı ama uyandım. Uyandıran adamın sıcaklığı değil, gündüzlerin soğuğuymuş. Uyanınca anladım.


 Kimse sevmemiştir o adamı benim gibi. Sahi ben nasıl sevdim ki?

Bir sevseydi beni mutlu olurduk. Sevmedi beni. Şimdi o mutlu ben mutsuzum. Uzak diyarlarda bir adam yaşarmış adamın kadından haberi yokmuş. Bu masal burada bitmiş dedim insanlara. Anlamadılar. Anlamasınlar.


“Gel bir ışık yakalım” derdim adama. Adam kahverengi gözlerini bana çevirmedi bile. Adam bana baksa ışık yanardı. Adam bana bakmadı ve ışık yanmadı.
 Yemek yemiyorum onu düşünmekten. Onu tanımayanlar susuz yaşayamamaya devam etsinler lütfen. Ben onsuz yaşayamazdım. O hiç olmadı ben yaşayamadım.
 Bir adama su kadar önem verdim. Su gibi sonsuzluğa layık gördüm o adamı, onsuz yaşayamadım. Bir adamı masallar gibi sevdim. Onun sonu hep mutluydu. Bir adamı sadece sevdim. İnsanlar sevgiyi kaybetmişlerdi ve ben sevgiyi kaybetmemek için ona hapsetmiştim. Adam beni sevmedi. Bir adam sevdim. Adamın gözleri kahverengi.



1 yorum: