15 Nisan 2012 Pazar






 Aslında sizi kandırmışlar. Hiç görmediğiniz birini sevebildiniz mi? Ya da bilmediğiniz, dokunmadığınız, hissetmediğiniz bir şeyin varlığını kanıtlamaya çalıştınız mı? Neden yapmadınız? Zor mu geldi? Ah tabikide zor geldi. Çünkü hiç olmayan birşey için zaman harcamak, enerji kaybetmek, elinizi kaldırmak o kadar zor geliyorduki.. O zaman aşka neden inandınız? Adını aşk koyduğunuz varlıkların peşinden neden koştunuz? İnkar edilen duygular bunlar. Kendinize bile inkar ettiğiniz. Başkasının inanmasını beklemeden sadece ona inanmak, onun varlığını benimsemek.. Sabah uyandığınızda aklınıza ilk gelen, akşam yatmadan ilk hayalini kurduğunuz.. Bi anlık silgi verişlerinde, kalem istediğinde, paranızı uzatırken elinin onun eline değip geçmesiyle içinde oluşan ateşle suyun aşkı gibi.. Gözlerinin içine bakınca mide bulantının artması aklından geçen tek şey ‘şimdi sırası değil kendine gel’ demek gibi birşey.. Sevmek değil, tapmak değil, aşk desen yalan, sevda desen artık duman.. Anlatılmayan tarifsiz duygular bunlar. Bunlar içinize hapsolmuş, yüreğinize çivilenmiş, aklınıza işlenmiş duygular.. Bunlar pamuk prenses masalındaki zavallı tavşanın değersiz kalbi kadar acınası duygular.


2 yorum:

  1. ben kolayı seçmedim

    o yüzden şiirlerimde özlem,
    yazılarımda çaresizlik var...

    kolayı seçmedim ama zorla da baş edemedim.

    şimdi varsa buna da diyecek bir cümlen buyur bekliyorum:)

    YanıtlaSil
  2. kolayı bende seçmedim zorla baş eetım ama sonunu getiremedim ... :)

    YanıtlaSil